| TR | EN | E-Bülten
Mr. Monchiero ile Söyleşi

Mr. Monchiero ile Söyleşi

Kalecik'e tutkuyla bağlanan şarap uzmanı Signor Monchiero:

"Bu topraklar herkese tanıtmamız gereken bir kültürün köklerine sahip"

İtalyan şarap imalatçısı ve önolog Signor Marco Monchiero, Vinkara'nın daveti üzerine Kalecik'e geldiği gün, bu topraklara tutkuyla bağlanacağını hemen anladığını söylüyor. Kalecik Karası üzümüyle tanınan yörenin, İtalyanların deyimiyle, "Tanrının kutsadığı topraklar" olduğunu ifade eden şarap uzmanı, "Bu ülkede, şarap, üzüm konusunda belki çok büyük bir popülerlik yok ama çok büyük bir gelenek var aslında. Vinkara, büyük tarihçeye küçük bir tuğla ekleyerek yardımcı olmayı amaçlıyor. Bu söylediklerim, aslında benim burada olma sebebimin genel bir hikâyesi" diye konuşuyor. 2008 yılından bu yana Vinkara için danışmanlık yapan Signor Marco Monchiero, 1972 yılında başladığı mesleğini, kendi ülkesinin önemli şarap markalarıyla uzun yıllar sürdürmüş. Ünlü uzman, halen İtalya'da vitikültürel ve önolojik danışmanlıklar yapıyor ve eşiyle birlikte kendi markası Monchiero-Carbone şaraplarını üretiyor.

Önolog Signor Marco Monchiero, Kalecik'in en büyük özelliğinin, coğrafi konumun ve yer şekillerinin yarattığı iklim olduğunu belirtiyor. Etrafı dağlarla çevrili olan bölge, deniz seviyesinden yaklaşık yedi yüz metre yüksekte ve bu önemli konum, vadide gecelerin serin olmasını sağlıyor. Monchiero, gündüz yüksek sıcaklık ile gece düşük sıcaklık arasındaki farkı, üzümün kalitesini belirleyen çok önemli bir faktör olarak değerlendiriyor. Böylece, hem beyaz hem de kırmızı üzümlerin yavaş ve özenli bir şekilde olgunlaştığını dile getiriyor. Uzman, Vinkara bağlarının, bu elverişli konumu nedeniyle kaliteli bir şarap elde etmesi için en uygun topraklarda bulunduğuna dikkat çekiyor.

Şarabın doğduğu topraklardayız
Kalecik yöresinin adıyla anılan bir üzüm türüne sahip olması, Monchiero'yu oldukça etkilemiş. "Bir üzüm türü, yetiştiği yörenin ismini almışsa, bu o yörede oldukça yaygın bir gelenek, bir kültür olduğu anlamına gelir. Dolayısıyla merakım, bana ilginç gelen, üzüm bağları, üzüm bağı geleneği ile birleşince, bu topraklarda çalışmaya karar verdim. Biz İtalya'da bu tür topraklara "Tanrının kutsadığı topraklar" deriz. Neden bunu söylüyorum, çünkü eskiden seçim, sadece doğal seleksiyon şeklinde olurdu. Eğer çok uzun zamandır bu topraklarda yetişen bir çeşit üzüm varsa, burası yetiştiriciliğe çok uygun topraklar demektir. Bu bölge, herkese tanıtmamız gereken bir kültürün köklerine sahip. Vinkara, birkaç yıl içinde Kalecik Karasını herkese tanıtmayı hedefliyor".

Monchiero, bağcılığın ve şarap üretiminin kökenine bakıldığında, ilk aktörlerin Anadolu topraklarında ortaya çıktığını belirtiyor. Uzman, şarabın doğduğu yer olarak günümüz Ermenistanı ile Kafkasya arasında bir yer alanı gösteren kaynakların, Anadolu topraklarını işaret ettiğini söylüyor. Zamanla doğuya ve ardından batıya yayılmış olan şarap kültürü, Avrupa'da o kadar büyük bir başarı elde etmiş ki günümüzde dünyanın en meşhur şarapları Fransız ve İtalyan şarapları olarak biliniyor. Monchiero, şarabın, ortaya çıktığı bu topraklarda farklı nedenlerle yitirdiği popülerliğini yeniden kazanmak ve bu ürünü insanların yaşam biçimi haline getirmek için çalıştıklarını ifade ediyor.

Vinkara'nın, bugün bağlarının yüzde altmışında Kalecik Karası üretimi yaptığını anlatan Monchiero, bu üzümü Fransızlar'ın dünyaca ünlü Pinot Noir'ına benzetiyor. Kalecik Karası'ndan tıpkı Pinot Noir'da olduğu gibi beyaz şarap da üretiliyor olmasının, bağların önemini kat kat artırdığına dikkat çekiyor. Monchiero, şirketin sahip olduğu bu en önemli cins yanında, Anadolu'ya özgü, Öküzgözü, Boğazkere, Emir ve Narince türleri ile Cabernet Sauvignon, Merlot, Sauvignon Blanc, Chardonnay, Riesling gibi dünya üzümlerini de yetiştirdiğini belirtiyor.

En iyi uzman, doğanın sunduğu hiçbir şeyi kaçırmayandır.

İşini Türkiye'de, bağcılığın ve şarabın doğduğu topraklarda yapıyor olmaktan büyük mutluluk duyduğunu ifade eden önolog, mesleği hakkında şunları söylüyor: "Bana göre en iyi şarap uzmanı, kendisine doğanın sunduğu hiçbir şeyi kaçırmayan kişidir. Üzüm bağında kalite elde etmek için çok ama çok dikkatli ve titiz davranmak gerekmektedir". Kaliteli şarap üretiminde, üzümün kalitesi kadar kullanılan tekniğin de önemli olduğuna vurgu yapan Monchiero, Vinkara'nın üretimde, son derece modern tekniklerden yararlandıklarını aktarıyor. "Bağlardan toplanan üzümler, aynı bölgedeki Vinkara fabrikasına getiriliyor, ürün preslendikten sonra, üzümün türüne bağlı olarak beş ila sekiz gün süreyle mayalanıyor, şıra ve kabuklar ayrıldıktan sonra şarap oluşumu için olgunlaşmaya bırakılıyor. Vinkara şarapları, bu aşamayı dünyanın en kaliteli kırmızı şarapları gibi meşe fıçılarda geçiriyor. Hava ile şarap arasında ahşap aracılığıyla temas olanağı sağlayan meşe fıçılardaki şarap, her açıdan daha dengeli olur, tanenlerin agresifliği kalmaz, daha kolay içimli olur. Daha sonra şaraplar şişelenir ve çok uzun bir olgunlaşma dönemi başlar.

İtalyan şarap uzmanı, ürettikleri kaliteli şarabın, lezzetli, içimi kolay ve "her kesime ulaşabilir" bir politikayla tüketiciye sunulduğunu, amaçlarının şarabı gündelik yaşamın bir parçası haline getirmek olduğunu vurguluyor.

Kalecik Karasından köpüklü şarap
Signor Marco Monchiero, Vinkara'nın yakın bir gelecekte piyasaya bir de köpüklü şarap süreceği müjdesini veriyor. "Üzümlerimizin kalitesinden o kadar eminiz ki bu şarabı da şampanya imalatında kullanılan metodu uygulayarak üretiyoruz" diyen Monchiero, bu şarapta beyaz Kalecik Karası kullandıklarını söylüyor. Monchiero, köpüklü Vinkara için takvim de veriyor: "Şarap, 2011 yılının sonlarında piyasaya çıkacak. 2012 yılbaşında şişeleri açacağız".